Kooperatiflerin Önemi
Kooperatiflerin Önemi
Dünyada yaklaşık 150 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan kooperatiflerin başarılı bir model olduğu tartışmasız kabul görmektedir. Bugün dünyada her 10 kişiden birisinin kooperatif ortağı olması, yaklaşık 250 milyon insana doğrudan veya dolaylı istihdam olanağı sağlamış olması, dünyanın en güçlü şirketleri arasında da kooperatiflerin yer alıyor olması bunun başlıca kanıtlarıdır.
Kooperatif modeli hakkında lehte ve aleyhte çok şey söylenebilir. Nihayetinde bir “şirket türü” olduğuna göre, kooperatif modelini beğenen de olabilir, beğenmeyenler de. Bu son derece normaldir.
Nasıl ki diğer şirket türlerinde çok başarılı ve güçlü örnekler varsa, kooperatiflerde de çok başarılı ve güçlü örnekler vardır. Bugün bazı ülkelerin yıllık cirolarından daha büyük yıllık cirolara sahip kooperatifler vardır. Özetle, kooperatif dünyanın her tarafında denenmiş ve başarısı kanıtlanmış bir modeldir.
Kooperatif modelini tercih etmenin veya reddetmenin gerekçelerini öncelikle kooperatiflerin temel değerlerinde aramak gerekir. Hiç kuşku yok ki, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) tarafından 1995’te açıklanan değerleri kabul eden herkesin ilk tercihi kooperatif olacaktır. Çünkü bu bir yaşam felsefesidir, yaşama bakış açısıdır. Sorunlarını başkalarıyla birlikte “yardımlaşarak, onlarla dayanışma içinde, onları kendisiyle eşit görerek, adalet ve dürüstlüğü elde bırakmadan, demokratik teamüllere uyarak, sorumluluktan kaçınmadan” çözmeye yatkın olan insanlar iyi birer kooperatifçi ve kooperatif ortağı olabilir. Bu niteliklere sahip insanların kooperatifi tercih etmesi de son derece normaldir.
Kooperatif değerlerinin birini veya bir kısmını reddedenlerin tercihi ise diğer şirket türleri olmalıdır. Hep önde olmak isteyen, kendini farklı gören, uzlaşmaya kapalı, aşırı hırslı insanların kooperatiflerde yeri olmaz, olmamalıdır. Aksi halde hem kendilerine ve hem de kooperatife zarar verme ihtimalleri artar.
Demek oluyor ki, kooperatif modeline karar vermeden önce, kooperatiflerin temel değerleri bakımından kendini sınamakta fayda vardır. Başlangıçta tüm bu değerlerin tamamına sahip olunmayabilir veya bazıları eksik olabilir. Önemli olan bu değerlere sahip olmak ve onlara göre davranmak istemektir. Süreç içinde insanların değerleri ve davranışları değişebilir. Söz konusu değerleri baştan reddedenler ise kooperatiflere hiç bulaşmamalı, sonradan vazgeçenler ise kooperatif sisteminden ayrılmalıdır.
Kooperatifler bilinçli insanların işbirliği yaptığı bir modeldir. Kooperatif ortağı önce çıkarının farkında olmalı ve onu tanımlayabilmelidir. Çünkü ancak bunu başaran kişiler kimlerle birlikte işbirliği yapabileceğine doğru karar verebilir. Tabii ki, bundan sonraki aşama ortak olma haklarını, görevlerini ve yükümlüğünü bilmek, haklarını kullanmak ve görev ve yükümlerini yerine getirmek gerekir. Burada altı çizilmek istenen husus, kooperatiflerin eğitimli, bilgili, uzlaşmaya ve paylaşmaya açık, sorumluluk almaya hazır, girişimci insanların oluşturduğu bir işbirliği modeli olduğudur. Zayıf, bilinçsiz ve edilgen kişilerin sığınağı değildir kooperatif.
Kooperatif, işbirliği yaparak daha büyük hedeflere erişmek ama işletme olarak bağımsızlığını korumak isteyen kişilerin tercih edeceği bir ekonomik ve sosyal bir işbirliği modelidir. Burada son derece önemli olan husus, ortakların kendi işletmelerinin kooperatif işletmesinden bağımsız olabilmesidir. Ortak olmakla kişi kendi işletmesi üzerindeki karar alma hakkı elinden alınmamaktadır. Tam tersine, kooperatifin çıkarına ters düşmemek kaydıyla kendi işletmesi ile ilgili her türlü kararı alabilir ve uygulayabilir. Kooperatifin varlık nedeni ortakların çıkarlarına hizmet etmek olduğuna göre, ortakların işletmelerinin daha karlı işletilebilmesine yardımcı olmak ve katkıda bulunmakla yükümlüdür. Buradan çıkarılacak sonuç, işletmesinin bağımsızlığını kaybetmeden daha büyük hedeflere ulaşmak isteyen kişilerin tercih etmesi gereken modelin kooperatif modeli olduğudur.
Kooperatifler benzer sorunlara ve hedeflere sahip insanları bir araya getirir. Bunların ekonomik zayıf veya güçlü olması önemli değildir. Önemli olan aynı sorunlara ve hedeflere sahip olmaktır. Dolayısıyla kooperatifler ortaklar arasında bir dayanışma ortamı sağlar. Ortak ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları ve hedefleri olan insanların kendilerini yalnız hissetmelerini önler, özgüvenlerini arttırır. Bu, toplumda güven duygusu ve işbirliği isteğinin artmasına ve dolayısıyla sosyal sermayenin de yükselmesine yol açar.
Kooperatifler ortaklarının çıkarlarına hizmet etmek zorundadır. Ortakların tek başlarına başaramayacakları veya çok zorlanacakları hususlarda faaliyet yapmalarına ve buradan daha fazla kazanç elde etmelerine imkan sağlar. Örneğin birlikte daha yüksek fiyatlarla, daha güvenli ve daha kolay ürün pazarlama veya daha kaliteli, uygun fiyatlı ve istikrarlı girdi temin etme gibi konularda kooperatif başarılı hizmetler verebilir. Ayrıca, ilkeleri gereği kooperatifler ortaklarına sosyal ve kültürel hizmetler sunmakla yükümlüdür. Kooperatifin sunduğu hizmetlerden her ortağın faydalanma hakkı vardır.
Kooperatifler birer ekonomik işletmedir. Yılsonunda yapılan hesaplamalarda gelir-gider farkı pozitif olursa bunun bir kısmı ortaklara dağıtılır. Gelir-gider farkının dağıtılmasında ortakların kooperatifle yaptığı iş hacmi, daha doğru bir deyişle kooperatife sağladıkları kazanç tutarı dikkate alınır. Kısaca risturn olarak adlandırılan bu işlem aslında bir ödül işlemidir. Bu yolla kooperatife katkı sağlayan ortaklar ödüllendirilmiş ve motive edilmiş olur.
Her ortak kooperatife ortak olurken, kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen tutar kadar sermaye taahhüt etmek (yüklenmek) zorundadır. Yüklendiği sermaye ile orantılı olarak kooperatiften pay satın almış olur. Ortaklar yüklenmiş oldukları sermayeyi ortaklıktan ayrılırken geri alır.
Ayrıca her ortak, kooperatifin elde edeceği kârın bir kısmının kooperatif fonlarına ayrılmasını kabul etmek zorundadır. Kooperatifçilikte gelir-gider farkı olarak adlandırılan yıllık karın ne kadarının kooperatif fonlarına ayrılacağı ana sözleşmede belirtilir.
Ortakların yüklenmiş olduğu sermaye ve kooperatifin yıllık karından ayrılan pay kooperatifin öz sermayesini oluşturur. Başka bir deyişle, ortaklar kooperatifin öz sermayesini sağlamakla yükümlüdür. Gerekli hallerde kooperatiflerin hibe, bağış, kredi ve borç alma hakları da vardır. Bu tür hususlar kooperatifin genel kurulunca kararlaştırılır.
Kooperatifçe yapılan faaliyetler sonucunda ortaya çıkabilecek mali sorumluluk kooperatifin mal varlığıyla sınırlıdır. Ortakların sorumluluğu ise yüklenmiş oldukları sermaye ile sınırlıdır. Gerek kooperatifin, gerekse ortakların sorumlulukları ana sözleşmede yapılacak değişiklik ile değiştirilebilir. Bunun için kooperatif genel kuruluna katılan ortakların en az 2/3’ünün onayı gerekir.
Kooperatifler yerel farklılıkların yaşaması gerektiğine inanan, dolayısıyla küçük işletmelerin varlığını sürdürmesini isteyen kişilerin tercih etmesi gereken bir modeldir. Küçük işletmeler kooperatif çatısı altında birleşerek yerel değerlerin hem korunması ve geliştirilmesini sağlayabilir, hem de yöreye önemli ekonomik katkılarda bulunabilir.
Kooperatif modeli anlaşılması ve işletilmesi kolay bir modeldir. Kooperatiflerin yapısı ve işleyişi kanun ve ana sözleşme ile tanımlanmıştır. Kanunlar kolayca değişmez. Ortakların birbirlerine ve kooperatife karşı hakları, görevleri ve sorumluluklarının tanımlandığı ana sözleşmelerin de değişmesi güçtür. Yapılacak değişikliğin hem kanuna uygun olması ve hem de genel kurula katılan ortakların en az 2/3’ünün onayı gerekir. Dolayısıyla, kooperatifler kanunen açıkça tanımlanmış, sağlam ve güvenilir bir yapıya sahiptir. Dışarıdan art niyetli kişilerin müdahale etme ve kooperatifin yapısını değiştirme riski yoktur.
Kooperatif temel değerlerine inanan ve sahip çıkan kişilerin kooperatifi tercih etmelerinin önemli bir nedeni demokratik yapısı ve işleyişidir. Kooperatifle ilgili önemli kararlar genel kurulda alınır ve genel kurula tüm ortakların katılma hakkı vardır. Genel kurulda ortaklar görüşlerini lehte ve aleyhte özgürce bildirebilir. Kararlar oylama sonucunda kabul veya reddedilir. Oylamada her ortağın sadece 1 oy hakkı vardır. Ayrıca, her ortağın yönetim ve denetim kurullarından birine aday olma hakkı vardır. Bir icra organı konumunda olan yönetim kurulunda da kararlar oylamayla alınır. Başka bir deyişle, yönetim kurulunda yer alan başkan, başkan yardımcısı ve muhasip üyenin oyları eşittir.
Kooperatiflerin demokratik bir yapıya ve işleyişe sahip olması hem ortakların kendilerini ve çıkarlarını savunmaları açısından, hem de yörede ve ülkede uzlaşı kültürünün ve demokrasinin gelişmesi açısından önemlidir.
Bazı özel haller dışında kooperatiflerin ortak sayısı sınırsızdır. Kooperatifin amaçlarına katılan ve o uğurda çalışacağını ve sorumluluklarını yerine getireceğini taahhüt eden özel ve tüzel herkes kooperatife ortak olabilir. Ortak olmak ve ortaklıktan çıkmak kolaydır. Örneğin noter veya benzeri kurumların müdahalesine gerek yoktur. Ortak olmak isteyenler bir dilekçe ile yönetim kuruluna başvurur. Ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyan ve ortaklık için gerekli sermayeyi taahhüt eden herkes ortak olma hakkına sahiptir. Ortaklık şartları arasında renk, ırk, dil, din, siyasi görüş vb. yer alamaz. Ortaklığa kabul yönetim kurulu kararıyla ortak olur.
Ortaklıktan ayrılmak isteyenler için de işlemler kolaydır. Ayrılmak isteyen ortağa engel olunamaz. Bununla birlikte, ortağın ayrılması ile kooperatifin varlığını tehlikeye girecekse çıkışın bir süre ötelenmesi mümkün olabilir. Ortaklıkla ilgili bu ve benzeri hususların kooperatifin ana sözleşmesinde açıkça yazılması kanuni zorunluluklardandır. Ayrılan ortaklar girerken veya sonradan kooperatife ödedikleri sermayeyi alma hakkına sahiptir.
Kooperatif en güvenilir modellerden biridir. Çünkü kooperatifler en yoğun ve ayrıntılı biçimde denetlenen örgütlerdir. Kooperatiflerde hem iç denetim ve hem de dış denetim öngörülmüştür. İç denetim ortaklar, genel kurul ve denetim kurulu tarafından yapılır. Yasal olarak her ortağın bilgi alma hakkı vardır. İhtiyaç duyduğunda yönetim kurulundan bilgi talep edebilir, alacağı bilgi doğrultusunda daha etkili denetim ve müdahale için denetim kuruluna başvurabilir. Her yıl yapılan genel kurullarda yönetim kurulu raporu genel kurulca kabul veya reddedilebilir. Dış denetim ise üst birlik, ilgili bakanlık, Maliye Bakanlığı gibi kurumlar tarafından yapılabilmektedir. Genel kurulun uygun görmesi halinde bağımsız denetçilerden hizmet alma imkanı da vardır.
Kooperatiflerin çeşitli ayrıcalıkları da vardır. Örneğin, sadece ortaklarıyla işlem yapan kooperatifler kurumlar vergisinden muaftır. Yılsonu pozitif gelir-gider farkından ortaklara ödenen risturn da gelir vergisinden muaftır.
Kooperatifler ülke çapındaki kooperatif sisteminin bir unsuru olarak faaliyet yapabilir ve dolayısıyla kooperatifler arası dayanışmadan faydalanabilir. Bunun için kooperatiflerin kendi bölgelerinde bulunan ve faaliyet konularına uygun bir kooperatif birliğine ortak olması gerekir.
Kooperatiflerin bir diğer üstünlüğü, farklı amaçlarla kooperatif kurulabilmesi ve gerektiğinde kooperatif amacının ve yönünün değiştirilebilmesidir. Dünyada ve Türkiye’de endüstri, ticaret, sağlık, tarım, enerji gibi birçok alanda çok sayıda kooperatif faaliyet yapmaktadır.
Kooperatifler nasıl ve kime fayda sağlar?
Hiç kuşku yok ki, tanımları gereği kooperatifler öncelikle ortaklarına hizmet etmek ve onlara fayda üretmek için vardır. Fakat bu asli görevlerini yerine getirirken ortak olmayanlara da, faaliyet yaptıkları bölgeye ve ülkeye de katkı sağlarlar.
Daha önce belirtildiği üzere, kooperatifler özerk kuruluşlardır ve ilgili kanun ve mevzuat çerçevesinde yapılacak faaliyetlere karar verir. Kooperatiflerde en yetkili karar organı genel kuruldur ve genel kurulda her ortağın söz ve oy hakkı eşittir. Bu da göstermektedir ki, ortaklar kooperatifin amacını, hedeflerini, politikalarını, yöntemlerini, finansmanını, yapılacak faaliyetleri kısaca her şeyini kararlaştırma hakkına sahiptir.
Kooperatifle ilgili karar alırken ortakların bireysel çıkarlarını dikkate alması doğaldır. Aynı veya benzer sorunlara sahip kişilerin bir araya gelmesiyle kurulan kooperatiflerde bu açıdan bir sorun olmaz. Çünkü ortakların çıkarları aynı yöndedir. Dolayısıyla alınan kararlar hepsinin çıkarına hizmet eder. Bu nedenle, kooperatiflerde farklı çıkar gruplarının olması risklidir. Böylesi bir durumda gruplar arası sağlıklı ve adil bir dengenin kurulması şarttır.
Çıkar birliğiyle kurulmuş olan kooperatiflerde, ortaklar sorunlarını en etkin, en kolay ve en hızlı biçimde çözmek üzere kooperatifi yönlendirir. Sonuçta ortakların sorunu çözülmüş ve memnuniyeti arttırılmış olur.
Kooperatiflerin ortaklarına sağladığı faydaların bazıları kolayca ölçülebilir ve ifade edilebilir. Bazılarının ise ölçülmesi ve değerlendirilmesi güçtür. Örneğin kooperatiflerin ortaklarına sağladığı kazanç hesaplanabilir ve aslında ortakların odaklandığı fayda da budur. Buna karşın piyasanın düzenlenmesine, ürün ve hizmet kalitesindeki artışa kooperatiflerin etkilerini ölçmek zordur. Kaldı ki, kooperatiflerin ayrıca sosyal etkileri de vardır. Kooperatif kültürü içinde yetişen insanların daha katılımcı, uzlaşmacı, demokrat, yardımsever, işbirliğine yatkın vb. olması normaldir. Bu tür insanların sayısının artması toplumda sosyal sermayeyi de arttırır ve beraberinde hem ekonomik kalkınma, hem de toplumsal huzur artar.
Kooperatifler sadece ortaklarına hizmet etmez. Dolaylı da olsa ortak olmayanlara da önemli avantajlar sunar. Örneğin piyasanın düzenlenmesine katkısı sayesinde girdi kalitesinin artması ve fiyatlarının düşmesi, buna karşın ürün kalite ve fiyatlarının yükselmesi ortak olan ve olmayanlar için bir avantajdır.
Ortakların kazancını arttırmak için kooperatifler farklı yollara başvurabilir. Örneğin doğru pazarlama politikasıyla ürün fiyatlarını arttırabilir, buna karşın girdi fiyatlarını düşürebilir; ortaklarının ürün ve girdi kalitesini arttırmaya yönelik danışmanlık ve eğitim hizmetleri sunabilir; yılsonunda kooperatifin gelir-gider farkının bir kısmını ortaklara risturn olarak dağıtabilir.
Kooperatifler ortaklarının zor zamanlarında yanlarında olabilmeli, gerektiğinde avans veya kredi şeklinde onları destekleyebilmelidir. Bunun için kooperatifin önceden bir fon oluşturması sağlanmalıdır. Bilindiği üzere bu fonun iki kaynağından birisi ortakların taahhüt ettikleri sermaye ve diğeri ise hizmet gelirlerinden fonlara aktarılan paylar. Genel kurul, ortakların karşılaşabileceği riskleri ve ödeme imkanlarını dikkate alarak ortaklarından katkı sağlayıp güçlü bir fon oluşturmalı ve yönetim kurulunun bu fonu doğru biçimde işletmesini sağlamalıdır.
Kooperatifler ortaklarına ihtiyaç duydukları konularda eğitim alma ve başarılı ortakların tecrübelerinden faydalanma imkanları sağlar. Bu da ortakların bireysel kapasitelerinin gelişmesine ve başarılarının artmasına yardımcı olur. Bu tür eğitimler sonucunda ortakların ve personelin farklı alanlarda uzmanlaşır ve liderlik yönlerini geliştirir. Bu da hem ortaklara ve personele, hem de yöreye önemli bir katkıdır.
Kooperatif ortaklığı sayesinde küçük yerel işletmelerin kendilerini geliştirme ve hayatta kalma şansı artar. Bu da hem ortaklara ve hem de yöreye ciddi bir katkı olarak değerlendirilmelidir.
Kooperatifler amaçlarına erişebilmek için çeşitli yatırımlar yaparlar. Yapılan bu yatırımlar bölgenin kalkınmasına az veya çok katkıda bulunur. Özellikle kırsal kesimlerde kooperatif girişimlerinin etkisi daha belirgindir. Çünkü bu yörelerde çoğu kez kooperatif yatırımları dışında başka yatırımlarla karşılaşılmaz.
Kooperatiflerin demokratik yönetim ilkelerinden dolayı demokrasinin gelişmesine, katılımcılığın artmasına, işbirliği ve uzlaşma ortamının gelişmesine ve dolayısıyla yörede ve ülkede sosyal sermayenin artmasına önemli katkı sağladıkları bir gerçektir.
Kooperatiflerin ülke kalkınmasına ve refahına da önemli katkıları vardır. Sıkça değinildiği üzere, kooperatifler ortaklarının sorunlarını çözmek üzere kullanılan araçlardır. Ortakların sorunları çözüldükçe ve memnuniyetleri arttıkça sosyal sermaye güçlenir; sosyal sermaye güçlendikçe de ülkede demokrasi gelişir, refah artar, devletin yükü azalır. Ayrıca, ürün kalitesinin artması, girdi kalitesinin yükselmesi ve nispeten fiyatının azalması, pazarlamada aracı sayısının azalması ve dolayısıyla maliyetin düşmesi gibi faktörler tüketiciye yansıyacaktır. Daha uygun fiyatlarla daha nitelikli ürünlere ulaşma şansı artan tüketicinin memnuniyeti de artar.